7 Eylül 2017 Perşembe

Değişim Güncesi: Şekersiz Hayat : 7 Eylül

      Bugün üçüncü günüm. Hem yüz yogası, hem kuru fırçalama hem de şekersiz hayatımın üçüncü günü.


         Şekersiz hayat derken sadece şekeri ve tatlıyı kesmekten bahsetmiyorum. İçinde şeker olan her şeyden bahsediyorum. Mesela ekmek, makarna, pirinç ve meyve. Bununla birlikte paketlenmiş tüm gıdalar da yemediğim ürünler arasında. Çünkü paketlenmiş tüm gıdalarda hem tatlandırıcılar hem de koruyucular var.



        Aslında bu konuyla ilgili pek çok blog ve makale var. Sanırım çoğunu ( Türkçe olanlar ) okudum. Ben ilk kez bu uygulamayı iki yıl önce yapmıştım ve pek çok yararını görmüştüm: Zayıflamak, enerjik olmak, uykumun düzene girmesi gibi...




       Yaz tatilinde Azra Kohen'in Aeden adlı kitabında da şekerin çok korkunç bir zehir olduğu anlatılıyor. İşte bu satırları okurken bu hayata geri dönmem ve bir daha da bu hayattan vazgeçmemem gerekiyor diye düşündüm.


       Peki gerçekten sıfır şeker olayını başarabiliyor muyum? Maalesef bundan emin değilim. Çünkü özellikle dışarıda yemek yediğimde yediklerimin içerisine neler koyuyorlar bilmiyorum. Bir de neden zeytinyağlı yemeklere şeker katılır anlamıyorum. Ben katmıyorum gayet de güzel oluyor.


        Çayı ve kahveyi şekersiz içtiğim için bu konuda zaten bir sıkıntım olmuyor. Yıllar önce bırakmıştım. Bırakınca da şunu fark ettim gerçek çay şekersiz olan çaymış. Ondan öncesinde ben çay değil,  tatlı su içiyormuşum.

      Ben de dahil bir gün tüm insanlığın bu şeker zehirinden tamamıyla kurtulması dileğiyle. Sevgiler...


0 yorum:

Yorum Gönder