8 Aralık 2016 Perşembe

Kabuk Adam






           Okuldan arkadaşımın tavsiyesiyle okudum ve okuduktan sonra "iyi ki okumuşum" dediğim bir kitap. Aslı Erdoğan'ın kalemini çok beğendim: Sade, akıcı ve şiirsel bir anlatımı var. Kolay okunan bir kitap gibi görünse de satır aralarında uzun uzun düşündüren cümleler var. Eminim kim okusa takılır o cümlelere.



           Kitabın konusu kısaca şöyle: Cern'de çalışmalar yapan fizikçilerin Karayiplere giderek seminerler yapması. Kitabımızın kahramanı da o fizikçilerden biri; ama Karayiplere gidiş nedeni fizik seminerlerinden çok bedava tatil yapma düşüncesi. Her ne kadar fizikçi de olsa gerçekte bir yazar. Adada yaşadığı her şeyi bir yazar olarak değerlendiriyor. Kabuk Adam ise adada tanıştığı deniz kabuğu satarak geçimini sağlayan Tony adlı bir yerlidir. Aralarında hem korkuya hem şüpheye hem de sevgiye dayalı bir ilişki başlar ve giderek aşka dönüşür.

         Kitabı okurken altınız çizeceğiniz ve tekrar tekrar dönüp okuyacağınız o kadar çok cümle var ki, tıpkı Murathan Mungan kitaplarında olduğu gibi kitabın tüm cümlelerini yazacak duruma geldim.



          Aslı Erdoğan Lire dergisi tarafından " Geleceğin 50 Yazarı" arasında gösteriliyormuş. Kitabı okuyunca gerçekten de girebilir bu 50 yazar arasına diye düşündüm. Edebiyatçılığıyla ilgili yapılan her övgüyü sonuna kadar hakkediyor. Kabuk Adam yazarın ilk kitabıymış ve 1994 yılında yayınlanmış. Bu kadar geç keşfettiğim için üzüldüm doğrusu. Ama zararın neresinden dönersek kardır.

         Bu kitaptan sonra yazarın diğer kitaplarını da okumaya karar verdim. Eğer okumadıysanız sizlere de tavsiye ederim. Güçlü bir kalem ve güçlü bir hikaye...

           Sevgiler...


        Altını çizdiklerimden bir kaç tanesi ( hepsini yazmam mümkün değil):

         Sayfa10: "Tropiklerde, o gözden ırak adada öğrendim ki, cennetle cehennem iç içedir, ancak bir katil bir peygamber olabilir ve insan bir başkasına, aynı kara büyü ayinlerindeki gibi, dönüşebilir, çünkü insanın tam zıddı gene kendisidir."

         Sayfa 40: " Yardım istediğimiz insanlar, nedense size bedava bir ahlak dersi vermeye yükümlü sayarlar kendilerini."

          Sayfa 42: " Yalnızlığa öyle alışmıştım ki bir başkasının ilgisini ancak bir tehdit olarak algılayabiliyordum. Yabani bir hayvanın insan karşısında tedirginliğine benzeyen bir duyguydu bu."

    

0 yorum:

Yorum Gönder