20 Ocak 2016 Çarşamba

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu



         2016 yılını kendi kendime Stefan Zweig yılı seçtim ve yazarın pek çok kitabını satın aldım. Şimdi okudukça paylaşıyorum.

         Bilinmeyen Kadının Mektubu adlı romanı, yazarın kısa romanlarından biri. 55 sayfalık, kitabın "Son söz" kısmını da eklersek 66 sayfalık bir kitap. Kısacası bir günlük roman. Yoğun iş tempoma rağmen yarım günde bitirdim.

     Kitabın çevirmeni Ahmet Cemal, aynı zamanda kitabın son söz kısmını da yazan kişi. Son söz kısmında  bu kitapla,  yazarın Marie Antoinette adlı kitabının arasındaki benzerliklerden bahsetmiş. Bir an acaba bu kitaptan sonra Marie Antoinette kitabına mı geçsem diye düşündüm. Sonra araya başka yazarlardan bir kaç kitap ekleyip sonrasında Marie'nin romanına geçmeye karar verdim.  Marie Antoinette kimdi? diyenler için ufak hatırlatmamı yapayım hemen: "Ekmek bulamazsanız pasta yiyin" diyen kişi.

       Neyse dönelim kitabımıza: Kitabı okurken acaba Zweig böyle bir şeyi yaşamış mıdır? diye düşünmeden edemedim. Çünkü kitabımızın kahramanı bir yazar, hem de çapkın bir yazar. Derken bilmediği bir kadından yaklaşık iki düzinelik sayfadan oluşan bir mektup alır. Bu mektupta kadının, yazara olan aşkı ve itirafları yazmaktadır. En acısı ise yazarla birlikte olmasına rağmen yazar tarafından bir türlü hatırlanmamasıdır. Yıllar sonra tekrar karşılaşır tekrar birlikte olurlar ama ne yazık ki yazar yine hatırlamaz. Yazar için yaşadıkları, gelip geçici gecelik ilişkilerdir. Kadın içinse bir ömre bedel gecelerdir. Çünkü yazar,  kadının tek aşkıdır. Bu aşk gecelerinden birinde hamile kalır ve yazarın çocuğunu doğurur. Yazara duyduğu aşkı çocuğuna yöneltir. Ne yazık ki çocuk yakalandığı ateşli hastalıktan kurtulamaz ve ölür. Kadın için bu iki kişinin aynı anda ölümü olmuştur: Hem çocuğunun hem de sevgilisinin. Yaşadığı tüm duyguları anlatan mektubunu çocuğunun öldüğü gece yazar. Yazara kendisini tanımadığı için sitem eder, ama yaşadıklarından dolayı da asla pişman olmadığını anlatır.

         Kitabı okurken Zweig'ın kadın psikolojisinden çok iyi anladığını gördüm. Bir kadının neler hissedebileceğini çok ama çok iyi ifade etmiş.

          Kısa romanlar bana göre diyorsanız bence Zweig'ın tüm kısa romanlarını okuyun pişman olmazsınız.

0 yorum:

Yorum Gönder