19 Kasım 2015 Perşembe

Kral Oidipus



     Sophokles M.Ö. 496'da Atina yakınlarındaki Kolonos'ta doğmuş. Antik Yunan'ın en önemli tregedya yazarlarından biri olarak geçer. Yazarın 100'ün üzerinde oyun yazdığı ama bunlardan 7 tanesinin günümüze kadar geldiği söyleniyor.

      Antik Yunan'da Tregedya yarışmaları olurmuş. Sophokles bu yarışmalarda defalarca birincilik ödülü almış. Sophokles, Eshilos ve Evripides'le birlikte Atina'daki üç büyük tregedya yazarından biri olarak kabul ediliyor.

       Kral Oidipus yazarın kendine ait bir eser değildir aslında. İlk kaynağın Homeros olduğu düşünülüyor. Bu durum Sophokles'in işini zorlaştırmıştır. Çünkü bu eserle yarışmaya katılmıştır ve bilinen bu eseri halka cazip hale getirmek için de yenilikler yapmak zorunda kalmıştır.

      Psikolojide ki Oidipus Kompleksinin ismi de yine bu tregedyadan gelmektedir.Gerçi bazı kaynaklarda Freud'un, Sophokles'ten değil, Shakespeare'in Hamlet oyunundan etkilenerek bu hastalık hakkında bilgi verdiği de yazılır. (Bana Hamlet olayı pek inandırıcı gelmedi. Eğer öyle olsaydı adı Hamlet Kompleksi olurdu, diye düşünüyorum).


        Kitabın konusuna gelelim artık:  Kral Oidipus'ta verilen ana fikir "yazgıya ya da kadere" karşı gelemezsindir.
     
         Oidipus doğduğunda bir kahin, Oidipus'un babasına "bir oğlun olacak ve seni öldürecek" dediği için babası tarafından bir köylüye verilir. Babasının köylüden istediği çocuğun öldürülmesidir. Fakat köylü bu çocuğa kıyamaz ve O'nu çocukları olmayan bir aileye evlatlık olarak verir. Gün gelir Oidupus büyür ve bir kahin O'na yazgısının kötü olduğunu söyler. Çünkü bu kahine göre Oidipus babasını öldürecek ve annesiyle evlenecektir. Bunları duyan Oidipus endişelenir ve yazgısı gerçekleşmesin diye ailesinin yanından ayrılır ( ama ayrıldığı evlatlık verildiği ailedir). Yola çıktıktan bir süre sonra gerçek babasıyla karşılaşır ve O'nu öldürür. Babasından sonra da dul kalan annesiyle tanışır ve onunla evlenerek çocukları olur. Annesinin öldürdüğü adamın eşi olduğunu bilmez.



        Gün gelir yaşadıkları şehirde Tanrılar sorunlar çıkarmaya başlar. Veba salgını başlar. Bu durumun neden olduğunu öğrenmek isteyen Oidipus Tanrı'ya bir elçi gönderir. Bu kişi eşinin erkek kardeşi yani dayısıdır. Eve dönen kayın biraderi durumu açıkladığında çok şaşıran Oidipus bir araştırma yaptırır ve babasını öldürdüğünü annesiyle de evlendiğini öğrenir. Bundan sonra kahrolur. Annesi yani eşi duruma dayanamaz ve intihar eder. Oidipus'ta gözlerini kör ederek şehri terk eder. Sonuç olarak Oidipus kaderinden kaçamamıştır.

          Daha önce hiç tregedya okumamıştım. Sıkılacağımı ve okuyamayacağımı düşünürken tam tersi oldu. Büyük keyifle okudum. Ayrıca eserin 2500 yıllık bir tarihi eser olması da çok heyecan vericiydi.

          Sahnede de izlemek isterdim. Aklıma gelmişken oyun ilk kez M.Ö. 428 yılında sahnelenmiş. Sahnelendiğinde Sophokles 68 yaşındaymış.

          Kitap kurtlarına, böyle tarihi eserleri mutlaka okuyun derim. Sevgiler...
       

2 yorum:

Gül Akça dedi ki...

Ben de tür olarak okuyamayacağım sanırım hep... bir tane denemeliyim o zaman... teşekkürler sevgiler :)

Derdest fikirler dedi ki...

Yorumunuz ve takibiniz için teşekkür ederim. Sevgiler...

Yorum Gönder