13 Ekim 2014 Pazartesi

Pinhan


       Çok uzun süredir Elif Şafak okumuyordum. Bu kitabı da yıllar önce aldım, bir türlü sıra gelmemişti. Kısmet bugüneymiş.

       Elif Şafak'ın Ustam ve Ben haricindeki tüm kitaplarını okudum ve Şehrin Aynaları hariç hepsini çok severek okudum. Şehrin Aynaları'nı okuduğum sırada çok yoğun bir dönem geçirdiğim için kitaba tam anlamıyla kendimi vermedim. Bu nedenle Şehrin Aynaları kitabını mutlaka bir kez daha okuyacağım ve ondan sonra kitapla ilgili kesin kararımı vereceğim.

       Çevremdeki insanlara baktığımda Elif Şafak'ı sevenler ve sevmeyenler olarak ikiye ayrıldıklarını gördüm. Sevmeyenlerin çoğu kitaplarını okumayan kişiler, çok nadir okuyup da sevmeyen kişi gördüm. Hatta okuduğu halde basit bulan ve sevmeyen çevremde sadece bir kişi var.  Çoğu yazara karşı önyargıdan dolayı Elif Şafak okumuyor ya da önyargıyla okuduğu için kitabı sevmiyor. Benim yazarlara karşı önyargılarım yok, kitaplar hakkında da okumadan yorum yapmıyorum. Bu nedenle her yazarı ve kitabı okuyabilirim. Kimine göre bu zaman kaybı, bende eğer zaman kaybı yaşayacaksam bu kayıp kitaplarla olsun daha iyi, diye düşünmüşümdür hep.

           Gelelim kitaba; yazar bu kitabı 24 yaşındayken yazmış. O dönemde tasavvufa merak sarmış ve günlerce okumuş, sonra kendi deyimiyle kendini günlerce eve kapayıp yazmış, yazmış, yazmış... Ben de okur olarak iyiki yazmış diyorum. Çünkü bende eve kapanıp, okudum, okudum, okudum...

           Kitapla ve kahramanlarıyla bir bütün oldum adeta. Pinhan'la birlikte ben de gezdim diyar diyar. Nevres'le birlikte ben de kıskandım hala kızı
Safinaz'ı. İkibaşlı Pinhan'ın iki isimli ( Akrep Arif, Nakş-ı Nigar) mahalleyle hatta şehirle bir bütün olmasını, organlar ve semtler arasındaki bağlantılara hem şaşırdım hem de hayran kaldım. Kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar büyülü şehirlerde, büyülü insanlarla gezdim durdum. Benim için, olağanüstü mistik bir geziydi bu.
           Elif Şafak'ın ellerine yüreğine sağlık diyorum. Ben çok beğendim, bundan dolayı herkese tavsiye ederim. Okurken bu satırları 24 yaşında bir kişinin yazdığını da aklınızda tutmanızı tavsiye ederim.

0 yorum:

Yorum Gönder