22 Mart 2014 Cumartesi

Tamirci


          Bernard Malamud'un yazdığı bu kitap dilimize Başak Yenici tarafından çevirilmiş. Ben öncelikle çevirmeni tebrik etmek istiyorum. Gerçekten çok iyi bir çeviri olmuş. Su gibi akan bir kitap olmuş, bunda,  yazar kadar çevirmenin de rolü olduğunu düşünüyorum.
         Kitap Pulitzer Öüdülü ve Ulusal Kitap Ödülü almış. Kitabı okuyunca bu ödülleri hakettiğini de düşünüyorum.
          Tesadüf bu ya son okuduğum üç kitapta Rusya'da geçiyordu. Bunlar: Oblomov, Kurt Seyt ve Shura ve Tamirci. Oblomov bir Rus soylusuydu. Kurt Seyt ve Shura'da Kurt Seyt Rusya'da yaşayan ve Çar'ı koruyan bir Kırım Türkü'ydü. Tamirci'de ise Rusya'da yaşayan bir yahudiden bahsediliyor. Özellikle Kurt Seyt'le çok daha yakın çünkü dönem olarak yakın bir zamandan bahsediyor.
           Gelelim kitabımıza. Kitapta özellikle bir kişi ön plana çıkıyor. Bu ise tamirci Yakov Bok. Kitabın olay örgüsü tamircinin etrafında gelişiyor. Tamirci haricinde diğer kahramanların duygu ve düşüncelerini ya da yaşantılarını tamircinin anlattığı kadarıyla biliyor ve öğreniyoruz.
     Yakov Bok eşi tarafından terkedilir. Bu olaydan sonra yaşadığı yeri terk eder ve Kiev'e yerleşir. Dönem yahudi ayrımın yapıldığı ve yahudilerin aşağılandığı Çar'lık Rusya'sı. Kiev halkı son derece cahil ve yahudilere karşı hem önyargıları var hem de batıl inançları var. Kiev'in bazı bölgelerine yahudilerin girmesi yasak. Bir gece sokakta bir adama yardım eden Yakov,  yardımı karşılığında iş teklifi alır ve yahudilerin girmesinin yasak olduğu bir bölgede fabrikada çalışmaya başlar. Son derece dürüsttür ve fabrikada ki tüm hırsızlıkları engeller. Gel zaman git zaman kasabada bir küçük çocuk öldürülür ve cinayet Yakov'un üzerine atılır. Yahudi olduğu öğrenilince de hemen tutuklanır ve yaklaşık üç yıl hücrede kalır. Bu roman, Yakov'un hücrede yaşadığı o korkunç ve umut dolu günler üzerine kurulmuştur . Kitabı okurken sık sık Nietzsche'nin " en kötü şey umuttur, çünkü işkenceyi uzatır" sözü aklıma geldi. Yakov'un hücredeki hayatı Nietzsche'nin sözüne çok güzel bir örnek. Bu üç yıllık sürecin sonunda Yakov artık sanrılar gören neyin gerçek neyin hayal olduğunu bilmeyen bir insana dönüşür. Onunla birlikte okuyucununda kafası karışmaya başlar. Bu kafa karışıklığıyla da kitap biter. Bu nedenle kitabın sonunda sorularınız havada öylece kala kalıyorsunuz ( en azından ben öyle oldum).
         Kitabın sonunu beğendiğimi pek söyleyemeyeceğim  ama kitabın geneli iyi. Okumadıysanız eğer tavsiye ederim.
    

1 yorum:

Meltem D. dedi ki...

Merhabalar izleyicilerinize giremedim,banada beklerim sevgiler.

Yorum Gönder